Перевод: с турецкого на все языки

со всех языков на турецкий

bin yaşa!

  • 1 bin yaşa!

    здра́вствуй / живи́ ты́сячу лет!

    Türkçe-rusça sözlük > bin yaşa!

  • 2 bin

    ты́сяча (ж)
    * * *
    ты́сяча

    binlerce — ты́сячами, ты́сячи

    ••

    bin ölçüp bir biçmeliпогов. ≈ семь раз отме́рь, оди́н раз отре́жь

    - bin bir güçlükle
    - binde bir
    - bini bir paraya
    - bin dereden su getirmek
    - bin kalıba girmek
    - bin pişman olmak
    - bin tarakta bezi olmak
    - bin yaşa!

    Türkçe-rusça sözlük > bin

  • 3 yaşa

    ура́!, бра́во!

    bin yaşa! — мно́гие ле́та!

    Türkçe-rusça sözlük > yaşa

  • 4 bin

    "thousand. -de per thousand. binlerce/-lerle thousands of. - bela ile with the greatest difficulty. - bir a great many, all kinds of. -de bir scarcely, very rarely. -i bir paraya abundant, very many. - can ile with heart and soul. - dereden su getirmek to make all sorts of excuses. - kat manifold; much. - pişman olmak to be very sorry, regret greatly. - renge girmek to use a thousand subterfuges. - tarakta bezi olmak /ın/ to have many projects going at once. - yaşa! May you live a thousand years!/Long life to you! "

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > bin

  • 5 akıl

    ",-klı 1. reason, intelligence; wisdom, discernment, discretion. 2. mind, comprehension. 3. memory. 4. idea, opinion, thought. 5. advice. -dan 1. from memory. 2. by the use of one´s imagination. -ımda I haven´t forgotten it./I have it in mind. - akıl, gel çengele takıl. colloq. I don´t see how we can solve this problem. - akıldan üstündür. proverb It pays to consult others. - almak /dan/ to ask (someone´s) advice, consult (a person). -ını almak /ın/ to charm, bewitch, fascinate. - almamak to be incredible. -ı almamak /ı/ 1. not to understand. 2. not to believe that (it) is possible. 3. to find (it) unacceptable. - almaz unbelievable, inconceivable. -ı başında sensible, (someone) who has his/her head screwed on right. -ını başına almak/toplamak/devşirmek to come to one´s senses. -ını başından almak /ın/ 1. to deprive (someone) of his/her senses, leave (someone) unable to think straight. 2. to scare (someone) silly, scare the wits out of. -ı başından bir karış yukarı/yukarıda impulsive, rash, impetuous, (someone) who does the first thing that comes into his head. -ı başına gelmek 1. to come to one´s senses, sober down. 2. to come to. -ı başından gitmek 1. to be overwhelmed, be beside oneself. 2. to faint. -ı başında olmamak 1. to be confused, be unable to think straight. 2. to be unconscious. -ını başka yere vermek to let one´s mind wander. -ınla bin yaşa! You´re really thinking today! (said sarcastically to the author of an idea one finds absurd). -ı bokuna karışmak vulg. 1. to be frightened to death. 2. to be overcome with joy. -ını bozmak /la/ to be obsessed (with). - bu ya! colloq. We/He thought it was a good idea! -ını çalmak /ın/ 1. to enchant, fascinate, charm, captivate. 2. to influence, sway. -ını çelmek /ın/ 1. to dissuade from a good intention, cause (one) to give up a decision. 2. to corrupt, lead astray. -dan çıkarmak /ı/ to forget all about (it), give up the idea (of). -ı çıkmak to worry oneself sick, be near panic. -ından çıkmak to slip one´s mind. -ından çıkmamak 1. to stick in one´s mind. 2. to go around and around in one´s head. -ının çivisi eksik not very bright; screwy, cracked. -ı dağılmak to be unable to concentrate. - danışmak /a/ to consult, ask (someone) for advice. - defteri colloq. notebook. - doktoru colloq. psychiatrist. -ını durdurmak /ın/ (for something) to make (someone) unable to think straight. -lara durgunluk vermek (for something) to blow one´s mind. -ı durmak to be openmouthed with astonishment. -ına düşmek 1. to come back to one´s mind. 2. to come into one´s mind, strike one. - eksikliği mental deficiency. - erdirememek /a/ to be unable to fathom. -ı ermek 1. /a/ to understand, grasp. 2. to be mentally mature. - ermemek /a/ 1. not to be able to conceive of; to find inconceivable. 2. to find unacceptable. -ına eseni yapmak to act on impulse, do whatever comes into his/her head. -ına esmek to come into one´s head. - etmek /ı/ to think of (doing something) (at the right time). -ı evvel pretentious about one´s wisdom. - fikir mind: Allah akıl fikir versin! May God cause you to think straight! Aklın fikrin neredeydi? Why didn´t you think? Cafer´in aklı fikri tiyatroda. All Cafer thinks about is the theater. -ından geçirmek /ı/ to happen to think (of). -ından geçmek to occur to one, pass through one´s mind. -a gelmedik unanticipated. -ına gelmek 1. to occur to one. 2. to come back to one´s memory. -ıma gelen başıma geldi. colloq. What l was afraid of has happened. -ına geleni söylemek to speak without thinking. -ına geleni yapmak to act on impulse, do whatever comes into his/her head. -a gelmeyen başa gelir. proverb You can´t always anticipate everything. -a gelmez inconceivable; not anticipated. -ına getirmek 1. /ı, ın/ to remind (someone) of. 2. /ı/ to consider, think (of). -ı gitmek 1. to be confused, be perplexed. 2. /a/ to be taken (by). -ı gözünde (one) who believes only what he sees. - harcı olmamak /ın/ (for something) to be

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > akıl

См. также в других словарях:

  • bin yaşa! — memnunluk bildirmek için kullanılan çok yaşa! anlamında bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bin — is. 1) Dokuz yüz doksan dokuzdan sonra gelen sayının adı 2) Bu sayıyı gösteren 1000, M rakamlarının adı 3) sf. On kere yüz, dokuz yüz doksan dokuzdan bir artık 4) sf., mec. Pek çok, çok sayıda Taşlar, topraklar kaydırarak bin zorlukla iniyorlardı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yaşa — ünl. Hoşnutluk, sevinç vb. duyguları anlatmak için söylenen bir söz, yaşasın Ey vatan, ey mübarek vatan, bin yaşa! T. Fikret …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • aklınla bin yaşa — şaka akla yakın görülmeyen bir düşünce ileri sürene söylenen bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • aklın ile bin yaşa — içinden çıkılmaz görünen bir duruma çare bulan, fikir üreten kişi …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • Isa bin Maryam — Persische Miniatur mit Jesus bei der Bergpredigt. Isa ibn Maryam arabisch ‏ عيسى بن مريم‎, DMG ʿĪsā b. Maryam, „Jesus Sohn der Maria“ – heißt Jesus von Nazaret im Koran, der …   Deutsch Wikipedia

  • Islamic Modernism — is a movement that has been described as attempting to reconcile Islamic faith with modern Western values such as nationalism, democracy, rights, rationality, equality and progress. It was one of several Islamic movements including secularism,… …   Wikipedia

  • akıl — is., klı, Ar. ˁaḳl 1) Düşünme, anlama ve kavrama gücü, us 2) ruh b. Bellek Hâlâ aklımda o tufan yağmuru. C. S. Tarancı 3) Öğüt, salık verilen yol Bu aklı size kim verdi. 4) Düşünce, kanı Şimdiki aklım olsaydı bu dükkânın yerine aç bir kahve! A. K …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çarkacı — is., tar. Osmanlı ordusunda öncü süvari birliğinde görevli asker Davlumbazlar yeğde yeğde vuranda / Çarkacılar sağlı sollu dönende / Eğri kılıç ak gövdeyi bölende / Yiğidi doğuran ana, bin yaşa! Halk türküsü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Translations of Frère Jacques — The song Frère Jacques is well known in English speaking countries in both its French and English forms. Many other translations and versions exist; some are an exact structural match to the French version, while others vary in the details to… …   Wikipedia

  • qan — is. 1. Orqanizmin damarlarında dövr edib, onun bütün hüceyrələrinin qidalanmasını və maddələrin mübadiləsini təmin edən qırmızı maye. Sadıq kişi əllərinin qanını arxda yuyub üz qoydu həyətdən çıxmağa. C. M.. . . Çox qan itirməsinə baxmayaraq,… …   Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»